Benlik Bütünlüğü
Benlik Bütünlüğü Dönemini Yaşayan Kişinin, Başarılı - Başarısız Olarak İncelenmesi ve Bu Dönemin Başarılı Bir Şekilde Yaşanmasını Sağlayacak Davranışlar
60 yaş ve üzerini kapsayan bu dönemde kişi, kendi benliğinin içinde bir anlam bulmaktadır. Bu dönem, kişinin sevgisini her şeye karşı göstermesidir. Hayatın acı-tatlı her yönüyle kabul edilmesi ve kişinin her şeyden olumlu bir anlam ve ders çıkarabilecek olgunluğa erişmiş olmasıdır. Kişi her şeyi olduğu gibi kabul etmiştir olmasını istediği gibi değil bu sebeple korku ve kaygıları yoktur, acının içinde bile güzelliği görebilecek kadar ermiştir. Kişinin ölüm korkusu yoktur çünkü geçmişine baktığında pişmanlık duymamaktadır.
Bu dönemin başarısızlığı; kişinin ölüm korkusu yaşaması, geçmişine dair pişmanlıklar duymasıdır. Kişi ölümden korkmaktadır çünkü hayatını dilediği gibi yaşayamadığını, yapacak daha çok şeyinin olduğunu düşünmektedir. Bu durumun altında yatan temel sebep ise; kişinin çocukluk döneminden itibaren ebeveynleri tarafından fazlasıyla baskılanmasıdır. Kişi o kadar baskılanmaktadır ki en sonunda kendi isteklerini bile göremeyecek duruma gelmektedir, her daim başkalarının istekleri, başkalarının kuralları onun için öncelik olmaktadır.
Kişi, başkalarının mutluluğu için çabalarken kendisini mutsuzluk ve tatminsizlikle dolu bir dünyaya hapsetmektedir. Tüm bu sömürülerek geçirilen hayat sonucunda ise kişi bunlarla yüzleştiğinde büyük bir acı ve şok yaşamaktadır. Kişi, hayatının kendi ellerinden uçup gitmiş olma düşüncesine dayanamamakta, sürekli ve yoğun bir şekilde pişmanlık duygusu yaşamakta ve bunların kendi hatası ve kendi seçimi olduğunu düşündüğü için büyük bir suçluluk hissetmektedir. Bilindiği üzere pişmanlık ve suçluluk hissi, kişiyi depresyona sokabilecek en önemli faktörlerdendir.
Kişi, hayatına yeni baştan başlama arzusu duymakta ve ölüm düşüncesine tahammül edememektedir. Bu noktada kişinin, ne kadar yorulacağı ve kendisini ne kadar çaresiz hissedebileceğinin bir sınırı yoktur. Bu dönemin başarılı bir şekilde yaşanması isteniyorsa öncelikli olarak çocukluk dönemlerinin başarılı bir şekilde aşılmış olması gerektiği akıllardan çıkarılmamalıdır. Bu yüzdendir ki ebeveynler; çocuklarına karşı her daim bir adım geride durabilmeli, onların isteklerine saygı göstermeli, onlara baskı uygulamamalıdırlar.
Çocuklar; gerçekten neyi istediklerini görmeli, hayattan beklentilerinin ve hedeflerinin neler olduğuna karar vermeli ve bu hedeflerini gerçekleştirmeye çalışmalıdırlar. Çocuklar, kendi istedikleri hayatı yaşayacaklarının garantisini almalıdırlar aksi takdirde yaşanmamış her an, bastırılmış her istek onların iç dünyasında daha farklı şekillerde büyüyecek ve maalesef ki bu noktada kişilik bozuklukları ortaya çıkacaktır. İleriki dönemlerde ise çocuk, yetişkin bir birey olduğunda pişmanlıklar yaşayacak, kendisini yoğun ve dayanılmaz bir acıyla baş başa bırakacaktır.
Bu dönemde başarısızlığı yaşayan kişinin "hayatına en baştan başlama arzusunu" gerçekleştirmek mümkün olmayacağı için kişiye yardımcı olmak açısından; öncelikli olarak kişinin zihnini rahatlatabilmek oldukça önemlidir buna kişinin iç dünyasında yaşadığı çatışmayı çözerek başlamak gerekmektedir. Kişinin niye böyle hissettiği ona anlatılmalı, kişi yaşadığı acıyı anlamlandırabilmeli ve diğerleri tarafından da duygu ve düşüncelerinin anlamlandırıldığını ve anlaşıldığını hissetmelidir.
Ve en önemlisi ise kişinin "şu andan" keyif alması sağlanmalıdır, kişi bugününden yeterince keyif alabilirse geçmişe özlem duymayacak ve şu anını sevip kabullenebilecektir. Bunu gerçekleştirebilmek için kişinin sevdiği, onu mutlu edecek, ona huzur verecek şeyler öğrenilmelidir. Kişinin isteklerine odaklanılmalı ve bu istekler gerçekleştirilmelidir.