Çocukların Mizaç Özellikleri
Çocukların Mizaç Özelliği Üzerinde Anne Babanın Kişiliğinin Rolü
Ebeveynler, gün içerisinde sergiledikledikleri her davranış biçimiyle aslında çocuklarının karakter özelliklerine bir yenisini eklemektedirler. Örneğin; anne bir başkasının giyim tarzını olumsuz bir şekilde eleştirdiğinde; çocuk, insanlarda kusur aramayı öğrenmektedir. Aileler her ne kadar çocukları üzerinde kötü bir etki yarattıkları gerçeğini kabullenmek istemeseler de çoğu zaman bilinçsizce davranarak çocuklarının karakter gelişimlerini olumsuz yönde etkilemektedirler. Çocuklar, eleştirmeyi, kusur aramayı, dedikodu yapmayı, ayrımcılık yapmayı, önyargılara sahip olmayı, kibri ve birçok olumsuz özelliği maalesef ki çoğunlukla ailelerinden öğrenmektedirler. İki farklı aile yaklaşımı üzerinden bu konuyu değerlendirmek gerekirse; Örneğin sokaktaki bir karton toplayıcısına yargılayıcı gözlerle bakan ebeveynler ve akabinde ebeveynler tarafından tamamen “çocuğunu koruma dürtüsüyle” hareket ettiği savunularak “Çocuğum, böyle kişilerden uzak dur senin için tehlikeli olabilir.” gibi uyarı içeren bir ifade kullanıldığında çocuk öncelikli olarak yargılamayı, insanlardan şüphelenmeyi ve sırf sosyoekonomik durumu kötü diye karşısındaki kişinin tüm özelliklerini göz ardı edip onu sadece sosyoekonomik durumuna göre değerlendirmeyi öğrenecektir.
Maalesef ki bu çocuk için oldukça tehlikeli bir durumdur, çocuğun insanlara gerçekçi ve tarafsız bir şekilde yaklaşabilme becerisini engellemekle kalmayacak üstüne üstlük empati yapabilme becerisine de zarar verecektir. Oysa aile tam tersi bir tutum sergilerse; karton toplayıcısı genci, çocuğuna örnek gösterip “Bak çocuğum, bu genç kendi emeğiyle çalışıyor, hayatın tüm zorluklarına rağmen pes etmemiş ve dimdik ayakta durmayı seçmiş. O ve onun gibi gençler gurur duyulması gereken kişiler, aklında bulunsun hayat bizi her zaman zorlayacaktır, hepimiz farklı konularda imtihan edileceğiz ancak unutma ki önemli olan imtihan edildiğimiz konular değil o imtihanlara verdiğimiz tepkiler olacaktır; bazılarımız pes ederken bazılarımız savaşmayı seçecektir. Savaşan, yorulsa bile asla pes etmeyen kişiler günün sonunda kazanan olacaktır.” gibi olumlu bir ifade kullansa; çocuğu öncelikli olarak insanların dışını değil, içini görmeyi öğrenecektir. İnsanların yaptıklarının arkasındaki sebebi anlayabilecektir, onlara yargılayıcı ve kusur arayıcı bir gözle değil aksine şefkat ve anlayış dolu gözlerle bakacaktır ve bunun sonucunda insanlardaki güzelliği görebilecek, onlara güvenebilecek, hayattaki asıl önemli olan şeyin sevgi ve emek olduğunu anlayabilecektir.
Sadece tek bir örnek bile aslında aile tutumlarının çocuklar üzerinde ne kadar derin etkisi olduğunu gösteriyor. Unutulmaması gerekiyor ki; her yetişkin, masum doğar ancak onları edindikleri özellikler ve benimsedikleri yollar kötü birine çevirir. Çocukların masum kalplerini kötülükle, olumsuzluklarla, kibirle doldurmak bir çocuğun hem bugününe hem de yarınına verilebilecek en büyük zararlardan biridir. Ebeveynlerin öncelikli görevi; kendi yargılarından, kibirlerinden, olumsuz düşüncelerinden arınmalarıdır ancak böylece güzel kalpli çocuklar yetiştirebilirler aksi takdirde çocukları yetişkin bir birey oldukça ve hayatın gerçeğiyle yüzleştikçe, tüm bu karmaşa dolu dünya içerisinde kalpleri bu kadar olumsuzluklarla doluyken ne kendilerini ne de çevrelerindeki insanları düştükleri dipten çıkarmayı başarabileceklerdir.
Çocuklar gerçekçi, tarafsız ve sevgi dolu bir bakış açısına göre yetiştirilmelidir ancak böylece hayatın kötü yanlarını kabullenebilir onları bir yıkım ya da kişinin karakterine olan bir hakaret olarak algılamaz, hayattaki tüm bu zorlukları kendisini geliştirebilmesi için bir fırsat olarak görür. İnsanları zengin ya da fakir diye ayırmaz, hayatı için çabalayan insanları gördükçe onlarla gurur duyar ve insanlara yardım etmek için çabalar çünkü hepimizin sınavının farklı olduğunu bilse de bir gün karşımızdakinin sınavının bizim de sınavımız olabileceğini göz ardı etmez. Ebeveynler olumlu kişilik özelliklerine sahip olduğu ve bu doğrultuda çocuklarına rol model oldukları takdirde çocuklarının geleceğini kurtarmakla kalmamakta; dünyaya, herkesin geleceğini kurtarabilecek temiz kalpli bir genç bırakmış da olmaktadır.