Üretkenlik
Üretkenliğe Karşı Durağanlık Döneminin, Kişinin Yaratıcılığının Gelişmişlik Düzeyine Göre Değerlendirilmesi ve Yaratıcılığı Geliştirebilecek Yöntemler
30-60 yaş arasını kapsayan bu dönem kişinin üretkenliğini veya durağanlığını içerir. Üretkenlik bu dönemin başarısı; durağanlık, verimsizlik ise bu dönemin başarısızlığıdır. Üretkenlik kavramı sadece doğurganlığı içermemektedir. Bu; bir kitap, bir sanat ürünü, bilimsel alanda ortaya koyulan bir ürün ya da mesleki alanda elde edilmiş bir başarı olabilmektedir. Bu üretkenlik konusunda herhangi bir sınır yoktur, buradaki mühim olan asıl nokta bu ürünün kişinin eseri olması ve yine kişinin onu sevgiyle, emekle üretmiş olması ve aynı zamanda ona sevgiyle bağlı olabilmesidir.
Bu dönemde kişinin başarılı olabilmesi için öncelikle çocukluk döneminde yeterince cesaretlendirilmiş olması, kendisine inancının bulunması, kendisini tanımış ve keşfedebilmiş olması, hayal gücünün gelişmiş olması, meraklı ve araştırıp öğrenen bunun sonucunda ise öğrendiklerini kendi beyin süzgecinden geçirip kendi bilgileriyle harmanlayarak yeni bir ürün ortaya koyabilecek kadar yaratıcı olması gerekmektedir. Bu dönemde verimsizliği yaşamak, kişi açısından özellikle yıkıcı olmaktadır çünkü kendisine inancı olmayan kişi başarısızlığı, verimsizliği tattıkça daha da büyük hayal kırıklığı yaşayacak, kendisine karşı öfke dolu olacak ve zaman geçtikçe kendisine olan öfkesini ve nefretini diğer insanlara yansıtmaya başlayacaktır. Bu andan itibaren kişi çöküşe geçecektir.
Bu dönemde başarısız olmanın temel sebebi ise kişinin yine çocukluk döneminde ebeveynleri tarafından maruz kaldığı olumsuz davranış ve tutumlardan kaynaklanmaktadır. Örneğin; çocuğun hayal gücünün gelişmesine fırsat verilmemesi, çocuğun seçme hakkının olmaması, çocuğun kendi özgür iradesiyle hareket edememesi, her şeyin çocuğun önüne hazır bir şekilde sunulması, çocuğun kendisini tanıyabilmesine ve ilgi alanları ile becerilerini keşfetmesine olanak sağlayacak elverişli ortamın bulunmaması gibi.
Çocukluk döneminde kendi iç dünyasını keşfedemeyen kişi bu dönemde maalesef ki hiçbir şekilde başarılı olamayacaktır. Bunun sebebi kişinin kendisinin, kendi becerilerinin farkında olmaması ve neyde başarılı olduğunu öğrenememiş olmasıdır. Kişinin, çocukluk dönemi baskılarla ve sert sınırlarla geçmiş, düşünceleri küçümsenmiş, kişiden; ebeveynlerinin fikirlerinin doğru olduğunu sorgulamadan kabul etmesi ve bu doğrultuda hareket etmesi beklenmiştir. Buradan da anlaşılacağı üzere bireylerin yaratıcılıkları çoğunlukla çocukluk dönemlerinde yok edilmektedir.
Kişi, çocukluk döneminde maruz kaldığı tüm bu olumsuz davranış ve tutumlar sonucunda kendi fikirlerini sunmanın kötü bir şey olduğunu düşünmekte, kendi fikirlerine önem verilmedikçe ve hatta bu fikirlerini sunmaya çalıştığı anlarda susturulduğu, alay edildiği, cezalandırıldığı için yaptığının yanlış bir şey olduğuna inanmakta ve o da zamanla kendisine olan inancını ve güvenini kaybedip kendi fikirlerini küçümseme davranışını benimsemekte ve kendi fikirlerini susturma yolunu seçmektedir.
Her şeyin olması gerektiği gibi olduğunu düşünüp hiçbir şeyi sorgulamamakta ve araştırmamaktadırlar. Yanlış giden bir şeyleri değiştirmek için çaba göstermemekte, alternatifleri düşünememekte, hayal güçlerini / yaratıcılıklarını / becerilerini keşfedememekte ve tüm bunların ellerinden yitip gitmesine farkında olmadan izin vermektedirler. Bu durumun kişi açısından farkedilmesi ise kişide oluşacak olan suçluluk ve pişmanlık duygusu sonucunda kişiye çok ağır bir çöküş yaşatacak başka bir durumdur.
Kişinin bu dönemi başarılı bir şekilde tamamlaması ve ruh / beden sağlığının korunması isteniyorsa, kişinin öncelikli olarak çocukluk dönemini başarıyla tamamlamış olması sağlanmalıdır bu da ancak ve ancak kişinin yaratıcılığını olumlu yönde etkileyecek elverişli ortamın kişiye çocukluk döneminde sunulmuş olmasıyla sağlanacaktır. Bunun için;
- Çocuğun fikirleri; ilgi, merak ve anlayışla dinlenmeli.
- Çocuğun bir konuda düşünebilmesi ve o konuyla ilgili alternatifler oluşturup bunların olası olumlu / olumsuz sonuçlarıyla birlikte not etmesi istenmeli.
- Çocuktan, bir olayın en az iki farklı şekilde olmasıyla ne gibi sonuçlar elde edilebileceği hakkında tahminlerde bulunması istenmeli.
- Çocuğun, seçenekler arasından kendi tercihine bağlı olarak seçim yapması ve bu seçiminin sebebini açıklaması istenmeli. ( "Bu olay ya da bu nesne şu şekilde olsaydı sence nasıl olurdu? Bundan neler elde edilebilirdi? Bunun sana, çevreye ve diğer insanlara yararları ya da zararları neler olurdu? Sen hangisini seçerdin? Neden seçerdin?" gibi sorular çocuğa yönlendirilmelidir ve çocuğun cevapları konusunda sabırlı olunmalı, çocuğun konu üzerine düşünmesi sağlanmalıdır.)
- Çocuğun ilgi ve becerisinin olduğu alanla ilgili gelişmesini sağlayabilecek olan ekipmanlar alınmalı. Örneğin; müziğe ilgisi varsa çocuğun kendi tercihine bağlı olarak piyano, keman ya da gitar alınması.
- Ebeveynler, çocuğunun bir birey olduğunu kabullenmeli ve onu kendi ilgi ve becerilerine göre şekillendirmeye zorlamamalı, onu özgür bırakmalı.
- Çocuğun ifade ettiği fikirleri övülmeli, bu konuda daha çok heveslenip düşünmesi ve fikirlerini geliştirmesi sağlanmalı.
- Çocuğun yaratıcılık konusunda her defasında sınırlarını zorlamasıyla ilgili cesaretlendirilmesi ve bu konuda desteklenmesi ise özellikle önemlidir böylelikle çocuk sınırlarını zorladığı her anda yaratıcılık konusunda bir level daha atlayacaktır.